Hakkında

Dünyanın en eski 20 üniversitesi arasında yer alan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk modern üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi; İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşanın temelini oluşturmaktadır. Bu bağlamda İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşanın tarihsel temellerini incelemeye, İstanbul Üniversitesinin tarihsel temellerini incelemekle başlamak yerinde olacaktır.

Türk bilim insanları İstanbul Üniversitesinin temellerini; İstanbul’un Fatih Sultan Mehmet tarafından gerçekleştirilen fethi sonrasında (30 Mayıs 1453), Ayasofya ve Zeyrek’te bulunan bazı binaların medrese olarak kullanılmasına veya 1470 yılında Fatih Medresesi’nin açılışına dayandırırlar.

Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’un fethinin ardından bu şehri hem devlet merkezi hem de bir bilim ve kültür merkezi yapmak ister. Fetih sonrasında İstanbul’a çağrılan bilim insanları, Zeyrek ve Ayasofya’da eğitim veren medreselerde görevlendirilirler. Bu medreselerde ilahiyat, hukuk, edebiyat, matematik ve astronomi derslerinin okutulduğu belirtilmektedir.

1470 yılında kurulan Fatih Medresesi’nin çevresinde bulunan 70 koğuşuyla, devrinin en büyük hastanesi olan Darüşşifa’da tıp eğitimi verilmeye başlanır. Burada yapılan tıp eğitimi, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinin çekirdeği olarak kabul edilir. Darüşşifa’da 19. yüzyıla kadar yaklaşık 350 yıl boyunca hasta bakımı ve tıp eğitimi devam etmiştir. Medreseler, 18. yüzyıla kadar Osmanlı Devleti’nin başlıca yükseköğretim kurumları olarak faaliyet gösterir.

Tanzimat döneminin yenileşme hareketlerinin ışığında, ilerlemelerin ancak bilimle sağlanabileceği görüşünden hareketle 23 Temmuz 1846 günü İstanbul’da bir Darülfünun (Üniversite) kurulması için bir ferman yayımlanır. Eğitime, 31 Ocak 1863 günü “Deneysel Fizik” dersi ile başlansa da çeşitli sebeplerden dolayı bu ilk Darülfünun girişimi başarısız kalır. Yaklaşık yedi yıl sonra 20 Şubat 1870 günü Darülfünun-u Osman adı altında modern bilim anlayışına ve düzeyine ulaşmayı amaçlayan bir üniversite ikinci kez açılır. Bu girişim de sonuç vermeyince 1874 yılında Galatasaray Lisesi binasında derslerin Türkçe ve Fransızca verildiği “Darülfünun-u Sultani” üçüncü kez hizmete girer. Bu üniversite de ancak üç dönem mezun verdikten sonra 1881 yılında kapatılır.

Sultan II. Abdülhamit döneminde 1 Eylül 1900 günü Darülfünun-u Şahane, dördüncü kez fen, edebiyat ve ilahiyat olmak üzere üç bölüm olarak açılır. İlk defa bu müessese ile beraber kesintisiz üniversite öğretimine başlanmıştır. Bu kurum, 1908 yılında II. Meşrutiyet’in ilanından sonra 20 Nisan 1912 tarihli bir kararla beşinci kez; hukuk, tıp, fen, edebiyat ve ilahiyat bölümlerinden oluşan İstanbul Darülfünununa dönüştürülür. 1919 yılındaki bir düzenleme ile bilimsel ve kısmen de yönetimsel özerkliğe kavuşur ve ilk kez bu üniversitenin değişik bölümlerinde ders vermek üzere yurt dışından yabancı bilim insanları davet edilir. İstanbul Darülfünununa daha sonra Filoloji Bölümü de ilave edilir. Bu Bölümde İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça, Arapça, Farsça ve Türkçe öğretilmesi kararlaştırılır. Eczacılık ve Dişçilik Mektepleri, birer yüksekokul olarak Tıp Fakültesine bağlanarak Tıbbiyenin Kadırga’daki binasında faaliyet gösterir. Tıp Fakültesi ise Haydarpaşa’da eğitim vermeye devam eder. İstanbul Darülfünunu bu yıllarda Vezneciler ’deki Zeynep Hanım Konağı’na nakledilir. Bugün İstanbul Üniversitesinin Edebiyat Fakültesi ile Fen Fakültesinin bulunduğu alanda yer alan konak, 1942 yılında uğradığı yangına kadar hizmet verir.

Cumhuriyet’in ilanından sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından çıkarılan 2252 sayılı yasayla 31 Temmuz 1933’te kapatılan İstanbul Darülfünunu yerine, 1 Ağustos 1933’te İstanbul Üniversitesi kurulur. İstanbul Üniversitesi, Cumhuriyetimizin 10. Yılı kutlanırken Türkiye’nin ilk ve tek üniversitesi olarak eğitim vermeye başlar. II. Dünya Savaşı döneminde özellikle Almanya’dan gelen bilim insanlarına kucak açılmış ve yurdumuza sığınan bu öğretim üyelerinin de katkılarıyla İstanbul Üniversitesinde batılı anlamda bilimsel eğitimin ve yeni bilim dallarının kurulması sağlanmıştır.

İstanbul Üniversitesi 1933 yılından günümüze kadar yaklaşık 90 yıllık süreçte, Türkiye’nin ihtiyacı olan alanlarda çok sayıda eğitimli insan yetiştirmiştir. Buna ilaveten yeni kurulan üniversitelere, yetişmiş öğretim üyesi ve personel desteği de sağlamış ve sağlamaya devam etmektedir.

İstanbul Üniversitesi, 2018 yılına gelindiğinde; 23 fakülte, 17 enstitü, 2 yüksekokul, 7 meslek yüksekokulu, 44 araştırma merkezi, 12 yerleşke, 6000’e yaklaşan öğretim üyesi, 12.000 idari personel ve 170.000’ i aşkın lisans öğrencisiyle yurdumuzun en eski, en köklü ve en büyük üniversitesi konumundadır. Ancak bu büyümenin getirdiği sorunlar da zamanla büyümüş ve çözümsüz bir sürece girilmiştir.

Her geçen gün kalabalıklaşan kentler, bunların nüfuslarındaki sürekli artış, güçleşen ulaşım ile yerleşim sorunları ve ayrıca büyük üniversitelerin yönetiminde karşılaşılan idari, mali, akademik ve eğitim-öğretim problemlerinin giderilmesinde karşılaşılan güçlükler nedeniyle büyük üniversitelerin bölünmeleri konusu gündeme gelmeye başlar.

Zamanla Milli Eğitim Bakanlığı ve Yüksek Öğretim Kurulu tarafından bu konuda çalışmalar başlatılır. Konu uzun süre TBMM Milli Eğitim Komisyonunda görüşülür. Sonuç olarak; TBMM’de 09.05.2018 günü kabul edilerek 18.05.2018 tarih ve 30425 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7141 Sayılı “Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” un Ek 182. maddesi uyarınca “İstanbul’da, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa adıyla yeni bir üniversite kurulur” hükmü yürürlüğe koyulur.

Bu yasal düzenleme ile İstanbul Üniversitesinin bazı fakülteleri ve birimleri; bu Üniversiteden ayrılarak yeni kurulan İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa çatısı altında toplanır. Aynı yıl yeni kurulan bu Üniversitenin Rektörlüğü’ne ilk rektör olarak Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuri AYDIN atanır.

Günümüzde İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa; 2313 akademik, 4481 idari, toplam 6794 personel ile 32.912 öğrenciye hizmet vermektedir. Üniversite; Avcılar, Bahçeköy, Bakırköy, Büyükçekmece, Cerrahpaşa, Haseki, Sultangazi ve Şişli olmak üzere 8 yerleşkede faaliyetlerini sürdürmektedir. Bugün İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa bünyesinde 12 fakülte, 6 enstitü, 1 yüksekokul, 5 meslek yüksekokulu ve 17 uygulama ve araştırma merkezi bulunmaktadır.